Osmanlı döneminin şifa kaynağı olan, zeytinyağında bir yıl beklettilen kudret narı için Düzce Üniversitesi profesörleri yeni bir formül geliştirdi. Propolis ile güçlendirilen ürüne özellikle yurt dışından inanılmaz talep yağıyor.

Meyvesi toplandıktan sonra doğranıp parçalanan, daha sonra saf zeytinyağında tam 1 yıl bekletilen, bekledikçe asidini salan ve 1 yıl sonra şifa olan kudret narı için Düzce Üniversitesi profesörleri yeni bir formül geliştirdi. Yüzlerce yıldır, yara yanık ve mide hastalıklarında baş ucu ürünü olarak kullanılan kudret narı bu kez propolis ile fermante edildi. Düzce Üniversitesi Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Merkezi ve Arı Mucizesi tarafından geliştirilen ürüne özellikle yurt dışından talep yağıyor.

Şifa deposu olan Kudret Narı bir çok rahatsızlığa iyi gelirken, tadı ve kokusu sebebiyle çok tercih edilmiyordu. Düzce Üniversitesi Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Merkezi Müdürü ve Arı Mucizesi Akademisi üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Kaya, yapılan çalışmalar ile Düzce’de de kudret narını üretmeye başladıklarını belirtti. Kaya, salatalık benzeri bir yapısı olduğuna, hem meyve, hem de tıbbi amaçlı tüketildiğine dikkat çekerken yapılan klinik çalışmalar ile hem tadının hem kokusun değiştiğini oluşturulan ürünün, bitkinin kendisinden daha yararlı olduğunu ifade etti.

“Yaraları iyileştiriyor”

Kudret narının ilginç bir tüketim şekli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kaya, “Zeytinyağında uzun bir süre bekletilip maserasyona bırakılır. En az 6 ay süresince zeytinyağında bırakılır ve daha sonra o zeytinyağla karışmış partiküller şeklinde ki hali yiyerek tüketilir. Çok eski yıllarda keşfedilmiş tıbbi bitkidir. Özellikle yara iyileşmesinde çok popülerdir. Bu eskiden beri bilindiğinden dolayı klinik çalışmaları da yapılmıştır ve yara iyileşmesinde gerçekten de yaraları iyileştirmesinde hızlandırıcı hücreleri yenileyici bir özelliği bulunmaktadır” dedi.

“Düzce’de de başarılı bulunmuş bir ürün”

Kudret narının Akdeniz iklimine uygun bir bitki olduğunu belirten Kaya, Düzce’de de pilot ekimlerinin yapıldığını ve kudret narının yetiştirildiğini söyledi. Kaya, sözlerine şöyle devam etti: “Ürünler alındı o ürünlerden de son nihai ürün geliştirildi. Geleneksel kullanımı zeytinyağının içinde maserasyona bırakılarak yapılıyor. Fakat şöyle bir sorunu vardı. Zeytinyağının içine bırakıldığında gerçekten rahatsız edici kokusu ve tadı vardı. Fermantasyona bırakılıyor bu 6 ay süresince ve fermantasyon ürünü olduğu için aslında kokusu ve tadı rahatsız edici bir düzeyde oluyor. Bazı insanlar acı tadından dolayı kötü kokusundan dolayı kullanamıyorlardı. Kullanan kişilerde aslında mide ülserlerinde yani sindirim sisteminin yaralanmasına bağlı rahatsızlıklarda çok güzel sonuçlar alınıyordu. Bu bilim insanlarının dikkatini çekti ve birçok klinik çalışmada yapıldı ve yayınlandı. Gerçekten de klinik çalışmalarda da başarılı bulunmuş bir ürün. Biz Düzce Üniversitesi Geleneksel Tamamlayıcı ve Tıp Merkezi olarak ve Arı Mucizesi ekibi ile birlikte ürünün son kullanıcıya rahat kullanımını sağlamak üzere ürünün formülasyonu üzerinde çalıştık” ifadelerini kullandı.

İçine bal ve propolis katıldı

Ürünün kokusu ve tadının giderilmesi için ‘mikrokapsülasyon teknolojisinin’ kullanıldığını dile getiren Kaya, bu yöntemin farklı bir çözülme teknolojisi olduğunu kaydetti. Mikrokapsülasyon ile bitkinin moleküllerinin en ufak şekillere parçalandığını söyleyen Kaya, şu ifadeleri kullandı: “Bunlar enkapsüle ediliyor. Yani gözle görülmeyen kapsüller şeklinde çerçeveleniyor. Kapsülize edildiği için ve sindirim sisteminde açılıyorlar. Sindirim sistemine kadar açılmadığı için bir kokusu olmuyor. O kapsülün içinde kaldığı için koku yok. Kötü bir tadı yok. Rahat bir şekilde tüketilebilen marmelat kıvamında bir ürün geliştirildi. Dozu ayarlandı. Ürünü geliştirmek adına etkinliğini arttırmak adına içiminde ve tadını iyi yapmak için bal ve propolis katıldı. Böylelikle doğal bir karışım ürün elde edildi. Ürünün klinik testlerini hala yapmaktayız. Ürünün hücre iyileştirmesinde oldukça güçlü etkinliği var. Kudret narının normal şekline göre de oldukça güçlü bir hücre yenileyici özelliği var. Yakın bir zamanda ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre kemik yaralanmalarının kemik kırıklarının iyileştirilmesinde de etkili olduğu görüldü. Bazı çalışmalarda diyabet üzerine yapıldı. Diyabette de hücre yenileme özelliği keşfedildi. Bu ürünün en çok kullanım alanı yaralar mide rahatsızlığı, sindirim ülserleri ve diyabet. Şu anda bizde bunun son kullanıcının rahat bir şekilde tüketimini sağlayacak şekilde formülasyonunu geliştirmiş olduk” şeklinde konuştu.

Tüketimi daha kolay

Ürün marmelat şeklinde olduğu için tüketiminin daha kolay olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, sözlerini şöyle noktaladı: “Bir çorba kaşığına boşaltıp yemek sureti ile bu mümkün. Hoş bir aroması var rahatsız edici bir özelliği yok. Yine de keskin bir tadı var. Koku hiç yok hemen hemen tüketimi gayet uygun. Özellikle antesik özelliğinden dolayı mide yanmasını geçirecek bir özelliği var. Yani kişi bunu kullandıktan hemen sonra etkinliğini kendisi de bir miktar hissedebiliyor. Süreç içerisinde mide ülserlerinde iyileşmeye yardımcı olduğu biliniliyor. Günde 3 kez kullanımı mümkün. Bu şekilde bir tüketimi var. Biz hammaddeyi üretip düşük fiyatlarla yurt dışına satıp yurt dışından büyük fiyatlarla son ürün halinde alıyorduk. Biz bu çarkı tersine çevirmek istedik. Şu anda kendi bölgemizde yetiştirdiğimiz bal, propolis ve kudret narından formülasyon hazırlayıp son ürün haline getirildi ve kendisinin ihracat potansiyeli bile var. Süreç içerisinde ihraçta edilmeye başlanacak” dedi.

Düzce Üniversitesi’nde tamamen yerli ürünler ile üretilen Zeytinyağlı Kudret Narı ürününden almak isteyenler www.arimucizesi.com sitesinden ürünü temin edebiliyor.